Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

ADALET BAKANI, HZ. ÖMER VE SABAHATTİN ÖNKİBAR

 

Sevgili okurlarım, Türkiye pek çok konuda derin bunalımları yansıtan günler yaşıyor.

Bu günlerde yönetimde bulunan politikacıların açıklamaları, yönetimin siyaset anlayışını, bu bunalımlar karşısındaki tutumunu belirlemek açısından önem taşıyor.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, oturduğu bakanlık koltuğu dolayısıyla önemli bir konumda.

Gerek Almanya'daki Deniz Feneri davası, gerekse işkence altında öldüğü saptanan Engin Çeber olayındaki açıklamaları, birbirine zıt tutumları sergilemesi bakımından çok dikkat çekiciydi.

YENİÇAĞ gazetesi köşe yazarı Sabahattin Önkibar 17 Ekim 2008 tarihinde bir yazı yayınladı.

Engin Çeber'in işkence altında öldürülmesi olayı ve Almanya'daki Deniz Feneri yolsuzluğu karşısında Mehmet Ali Şahin'in tutum ve davranışlarına ilginç bir yaklaşım olduğu için bu yazıyı önemli gördüm ve bazı bölümlerini okurlarımla paylaşmak istedim.

Çünkü Adalet Bakanı, kendi tutum ve davranışını tanımlarken, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan Anayasa ve pozitif hukuk kuralları yerine, Ortaçağ anlayışındaki dini değerlere vurgu yapıyor.

Hatırlarsanız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, gerek yargının türban kararlarında gerekse cinayet davalarında katilin af edilme yetkisi konusunda, pozitif hukuku bir yana bırakarak dini gelenekleri dile getirmişti.

Önkibar yazısında, bu tersliğin üzerinde durmuyor.

Tam tersine, Adalet Bakanı'nın sözlerini ve davranışlarını, referans olarak kullanılan dini değerler açısından sorguluyor.

Yönetimin dinsel adalet anlayışını kendi iç tutarlılığı açısından eleştiren yazı bana bu nedenle ilginç geldi.

* * *
"Hz. Ömer zekât hırsızlığına 'Bana ne yahu' der miydi?

Adı: Mehmet Ali Şahin.

Engin Ceber'in Metris'te işkence ile öldürüldüğü ortaya çıkınca Ceber'in ailesinden özür dileyen Adalet Bakanı.

Bakan özürden sonra kamuoyundan gelen takdirlere biraz da böbürlenerek şu karşılığı veriyor:

'Görevimi yaparken, devlet sorumluluğunu yerine getirirken Hazreti Ömer gibi olmak isterim. Dicle kenarında otlayan bir kuzuyu kurt kapsa ilahi adalet onu Ömer'den sorar.'

Vay beeee!.. Edilen sözün haşmetine bakar mısınız?...

Şanlı Muhammed'in (sav) şanlı halifesi kuşkusuz öyleydi de peki sen ve etrafındakiler öyle midir Mehmet Ali bey?

Bırak Dicle kenarında kurdun kaptığı kuzuyu, sen Deniz Feneri'nin kaptığı, pardon çaldığı şu zekâtlar için ne yapıyorsun onu söyle!

İlahi adalet Dicle'deki kuzuyu bile sahiplenmeyen Ömer'e hesap sorar da, sana Fenercilerin soygununa kayıtsızlığının hesabını sormaz mı?

Sen değil misin Deniz Feneri hırsızlığı sorusuna 'Bana ne yahuuu, bize ne yahuuuu' diye karşılıklar veren?...

Büyük Ömer'in devrinde zekât diye ahaliden toplanan paralarla böyle bir rezillik olur muydu?...

Kazara olsa bile şanlı Halife hiç buna kayıtsız kalır mıydı?

Evet lütfen cevap ver, sadaka soygunculuğu yapıldığı mahkeme sonucu belirlenmiş bir hadise karşısında adalet kavramının sembolü olan Halife Ömer hiç 'Bana ne yahuuu' der miydi?...

Lütfen beni aydınlat. Sen, Halife'nin neyini örnek alıyorsun Sayın Bakan?...

O serserilerin pirleri, şıhları Türkiye'de, bunu balık da biliyor halik de... Mahkeme de söyledi...

Dahası, çalınanlar da burada, yalan mı?..."

* * *

Öyle anlaşılıyor ki, iktidar mensupları sadece pozitif hukuka önem vermemekle kalmıyor, kendi referansları olarak kullandıkları dini gelenekler açısından da tutarsızlar!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional