Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 
Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı Cilt 3 Kapak


TÜM SEÇKİN

KİTAPÇILARDA

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı

3. CİLT
Karşı Devrim Yanılsaması
2002-2019

Remzi
Kitabevi

Kitabın kapağını görmek için resme tıklayınız.

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı Kutulu

Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı (Kutulu Takım)


Kongar.org Google+ Sayfası
Resmi twitter hesabı:
Resmi Facebook hesabı:

GÜNCEL,(1) 18 Mart 2024

Bugün Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü.

Dün değerli gazeteci ve yazar, sevgili dostum Ali Sirmen'i kaybettik.

Bugünkü GÜNCEL yazımı hem o dönemi, hem de Ali'yi anmak için, O hayatta iken, bir makalesi üzerine yazdığım bir yazımı alıntılayarak yazıyorum.

/>

Yukardaki fotoğrafta, Ali Sirmen, Cumhuriyet Gazetesi'nin 99. Yıldönümü dolayısıyla çekilen fotoğrafta, benim solumdaki arkadaşın solunda, Özdemir İnce'nin kolunda!

* * *

Aşağıdaki yazıyı, 2005 yılında, onun bir makalesi üzerine yazmıştım.

Ali Sirmen'in zekâsını, tarihe bakışını ve kaleminin kıvraklığını belirten bu yazımı, hem onu hem de Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı o dönemi anmamız ve bugünkü Cumhuriyet'imizin değerini de daha iyi anlayabilmemiz için alıntılıyorum.

* * *

Bugün sizlerle paylaşmak istediğim husus Ali Sirmen'in 14 Ekim 2005 Cuma günü gazetemizde yazdığı yazının güzelliği ve önemi.

Sirmen'in yazısı "Mondros'un İmzalanması ve Yanlış Algılanması" başlığını taşıyor.

Sirmen, çok zekice yazılmış olan bu makalesinde 17 Aralık 2004 ve 3 Ekim 2005'te AB ile imzalanan anlaşmaları yani medyada kısaca "Müzakere Çerçeve Belgesi" denilen metin üzerinde varılan mutabakatı ve bu olay hakkında yapılan yorumları, Birinci Dünya Savaşı'nı Osmanlılar açısından sonlandıran Mondros silah bırakma sözleşmesi ve bu sözleşme hakkında yapılan yorumlarla karşılaştırıyor.

Sirmen AB ile varılan mutabakat hakkındaki yorumları okuduğunda zaman zaman güldüğünü belirterek, "Acaba, diyorum, tarihimizi bilsek, günümüze daha mı sağlıklı bakardık?" sorusuyla başladığı yazısına, Mondros'a giden Bahriye Nazırı Rauf Bey'e (Orbay), Ahmet İzzet Paşa Hükümeti'nin verdiği talimatı özetlemekle devam ediyor.

Bu talimata göre, taraflar sözleşmenin imzalandığı tarihte bulundukları sınırları koruyacaklar, ülke içindeki güvenliğin sağlanması Osmanlıların sorumluluğunda olacak ve dış güçler hükümetin işlerine karışmayacak, ulusal onuru kıracak hiçbir öneri kabul edilmeyecek, Boğazlar Yunan gemileri hariç, öteki ülkelerin savaş ve ticaret gemilerine açık tutulacak, Osmanlı ordusu iç güvenliği sağlamaya yeterli olan sayıya indirilecek ve yabancılar ülkelerine geri gönderilecek, Alman yardımı kesileceği için, galip devletler, Osmanlı'ya mali yardımda bulunacak.

Sirmen bundan sonra, Osmanlı heyetinin Mondros'a varması ve İngilizlerle müzakerelere başlaması üzerine, beslenen bütün umutların sona erdiğini değerli bilim insanı Prof. Şerafettin Turan'ın Türk Devrim Tarihi adlı yapıtından yaptığı alıntılarla açıklıyor.

Bu durumu gören Rauf Bey'in İstanbul Hükümeti'ne, müzakerelerin daha ikinci gününde "durumun elem verici olduğunu" ve "İngilizlerin tartışmayı kabul etmediğini" bildirdiğini anlatıyor.

Sonunda İngiliz Amiral Calthrope'un dayatmasıyla, Rauf Bey, Hükümetin yetki belgesi bile henüz eline ulaşmadan son derece ağır koşulları içeren sözleşmeyi imzalar.

Bilindiği gibi bu sözleme üzerine, başta İstanbul olmak üzere Osmanlı toprakları işgal edilmiş, sonunda da İmparatorluğu ortadan kaldıran Sevr Antlaşması imzalanmıştır.

Sirmen işte bu noktada çok çarpıcı bir iş yaparak Osmanlı'yı ortadan kaldıran süreci başlatan bu sözleşmenin kamuoyuna Rauf Bey tarafından nasıl aktarıldığını anlatıyor.

Rauf Bey, Ankara'da Yunus Nadi'nin, Cumhuriyet gazetesinden önce çıkardığı Yeni Gün gazetesinde 2 Kasım günü yayınlanan demecinde, imzaladığı sözleşme ile "devletin bağımsızlığının ve saltanat hukukunun bütünüyle korunduğunu" söyler.

İyimserliğinin nedenleri sorulunca da "İngilizlerin Türklüğün yok edilmesi amacını taşımadıklarını anladığını, memleketin işgal altına alınmayacağını gördüğünü" belirtir.

Değerli okurlarım, Sirmen'in bu yazısını kesip saklayın.

Unutmayın, dün "güncel" olan bugün "tarih", bugün "güncel" olan, yarın "tarihtir".

Tarihi bilmeyen bugünü anlayamaz, bugünü anlayamayan yarını göremez.

* * *

Ben bir dostumu kaybettiğim için çok üzgünüm.

Ama asıl üzüntüm, Cumhuriyet Gazetesi'nin bir yazarını, Türkiye Cumhuriyeti'nin de bir şövalyesini kaybetmiş olması.

 


İstanbul On Kapak NUTUK - Emre Kongar Seçkisiyle

KİTAPÇILARDA

DİREN - Demokrasi İçin Manifesto Tarihimizle Yüzleşmek-Kapak ABD'nin Siyasal İslam'la Dansı-Kapak

Hoş geldiniz

Oğlum bu siteyi oluştururken, benden siteye girenler için bir "hoşgeldiniz" iletisi istedi. Ben de ona bir değil dört ileti verdim:

  1. "Yaşamın iki anlamı vardır: Sevgi ve üretim. Severek üretmek, üreterek sevmek"  (Yaşamın Anlamı, s.62)
     
  2. "Ben yazılarımı, bütün yaşamımla bile bu dünyada hiç bir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca, ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum." (Demokrasi ve Laiklik, s.87)
     
  3. "Her medya patronu ancak, gazetesindeki ya da kanalındaki en terbiyesiz medya mensubu kadar terbiyelidir". (Cumhuriyet, 13 Nisan 2000, Medya Notu)
     
  4. "Bütün insanları çok seviyorum. Gençleri daha çok seviyorum. En çok da okurlarımı ve öğrencilerimi seviyorum."

(1)Eski "Güncel"ler için Güncel Arşivi'ne bakınız.

Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Cumhuriyet Gazetesi Remzi Kitabevi Tele1 Televizyonu Koln Kutuphane StoryTel

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 18 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional