Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Sevgili okurlarım, size bugün Türkiye'nin artık bir demokrasi değil, bir polis devleti olduğunu işaret eden son telekulak rezaletleriyle ilgili bir yazı sunuyorum.

Hariri, Türk Telekom'u satın alan şirketin ana holdingini kuran, Lübnanlı bir politikacı ve işadamıdır.

Suudi Arabistan'ın desteğiyle uluslararası siyaset sahnesine çıktı. Lübnan'a başbakan oldu.

Suriye'nin ve Fransa'nın desteğini aldı.

Gayrimenkul zenginiydi.

Savaş sırasında yakılıp yıkılan ülkenin yeniden inşası sırasında servetine servet kattı.

Başbakanlıktan düştü.

Yeniden siyaset sahnesine çıktığında, bu kez Amerika'nın desteğini almıştı.

Sonunda bir suikasta kurban gitti.

İşte Türkiye'nin haberleşmesi şimdi bu zatın şirketinin denetimindedir.

Goebbels, Hitler'in Propaganda Bakanı'dır.

Yahudi Soykırımı'nın bir numaralı sorumlusudur.

Propaganda ve karşı propaganda sanatına büyük katkıları vardır.

Örneğin, Hitler'e suikast düzenlendiği haberleri üzerine, doğru olan bu haberleri çürütmekle kalmamış, aslında doğru olan bu haberlerin kaynaklarını da yok eden çok ilginç bir yöntem kullanmıştır:

Önce bizzat kendi adamları tarafından haberi abartmış ve Hitler'in öldüğü dedikodusunu yaymıştır

Bir süre Hitler'i kamuoyunun önüne çıkartmayıp öldüğü söylentisinin güçlenmesini sağlamıştır.

Sonra birdenbire Hitler'in büyük bir resmigeçitte sağ salim görünmesini sağlamış ve böylece sadece suikast haberini değil, onunla bağlantılı olarak kendi ürettiği ölüm haberini de yalanlamış ve asıl önemlisi, gerçek olan suikast haberini yayan kaynakların da güvenilirliğini yok etmiştir.

Ege Cansen, hayatını özel teşebbüsün en büyük kuruluşlarında yönetici ve danışman olarak geçirmiş olan, çok değerli bir iktisat ve işletme uzmanıdır.

Girişim özgürlüğüne ve serbest piyasaya yürekten inanır, Hürriyet gazetesinde köşe yazarıdır.

31 Mayıs 2008'de şöyle yazıyordu:

"Nasıl oluyor da Batılılar, kendilerine en çok benzeyen ulusal laikleri değil de, 'medeniyet çatışmasına' girdikleri İslamcıların partisi olan AKP'yi destekliyor? Cevap çok basittir. Çünkü onların amacı dünyayı yönetmektir. Buna Türkiye de dahildir. Yabancı ülkelerini yönetebilmek için yerli bir ortağa ihtiyaç vardır."

Hakan Yavuz Amerika'da yaşayan bir öğretim üyesidir, Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla tanınır.

Odatv.com'a şunları söylemiştir:

"...Okullar, finans kuruluşları, medya kuruluşları bunlar bir sistemin parçalarıdır. Ama beni rahatsız eden, bu gücün nasıl kullanıldığı ve İslam'ı paketleme olayıdır.

Ben buna biraz İslamsız İslam diyorum... Amaç İslam'ı global güçlerin ihtiyaçlarına, kapitalizme yakın hale getirmek...

"...Dört tane dava var benim için önemli olan: Yücel Aşkın duruşması, Şemdinli davası, Atalar Operasyonu ve Sauna Operasyonu. Şimdi de Ergenekon.

Bu ilk dört davaya cemaat yön vermeye kalkıştı. Cemaatin basın organlarının bu davalarla ilgili yayınlarına bakın. Yücel Aşkın'a ne iftiralar atıldı. Ergenekon'da bir yıldır insanların dava açılmadan içeride tutulmasını izah edemiyorum."

Bu dört ismin yaptıkları, yazdıkları, söyledikleri Türkiye'nin neden ve nasıl bir polis devletine dönüştürüldüğünün mekanizmalarını açıklamıyor mu?