Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

İKTİDAR MEDYAYA EGEMEN OLURKEN GAZETELER

 

Sevgili okurlarım, iktidar ile basın ilişkileri tarih boyunca bütün ülkelerde sorun olmuştur.

Tarihte, her ülkede zaman zaman siyasal iktidarlar, basını denetlemek istemiştir.

Basın medyalaştıkça, gazetelerin yanına radyolar, televizyonlar ve İnternet geldikçe, bu denetim arzusu daha da artmıştır.

Çünkü medyanın etkisi güçlenmiştir.

Ama medya zaman içinde çeşitlendiği için onu tümüyle iktidarın etkisi altına almak da zorlaşmıştır.

* * *

Türkiye Çok Partili Düzene geçtiğinden beri, siyasal iktidarlar basını denetleyebilmek için her türlü yola başvurmuş, böylece özgürlükçü bir demokrasinin de gerçekleşmesini büyük ölçüde engellemiştir.

Örneğin, Demokrat Parti döneminde Menderes'in kendi yandaşı gazetecilere örtülü ödenekten ödeme yaptığı, bazı gazeteleri, hem gazete kağıdı tahsisi hem de resmi ilanlar aracılığı ile ödüllendirdiği ya da cezalandırdığı bilinen tarihsel gerçekler arasındadır.

* * *

Demirel, TRT tekelinin sürdüğü dönemlerde, siyasal iktidar olmanın avantajlarını sayarken sadece TRT'yi denetlemenin bile yeteceğini belirtmiştir.

Özal'ın kendi yandaşı Kıbrıs kökenli bir işadamını medya patronu yapma çabası hüsranla bitti ama oğlunun ortaklığıyla kurdurduğu özel televizyon, TRT tekelini, Anayasaya da delerek yerle bir etti.

Mesut Yılmaz'ın ise, iş yaşamı ile medya arasında kendi lehine bir ilişki kurma çabası, Yüce Divanda yargılanmak ile sonuçlanmıştı.

* * *

Şimdi herkesin gözü önünde, hemen hemen bütün aşamaları ahlaken, siyaseten ve hukuken tartışmalı bir süreç ile Türkiye'nin ikinci büyük medya grubuna, önce el kondu sonra da bu grup, en üst yöneticisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı olan ve iktidara yakın durduğu herkesçe bilinen bir holdinge satıldı.

Herkese açık olan satış, ne hikmetse, son anda yerli ve yabancı bütün isteklilerin geri çekilmesiyle, tek alıcı kalan bu holdinge, tahmini bedel üzerinden, arttırmasız olarak gerçekleştirildi.

Üstelik de güya kamu alacağını tahsil etme amacına dönük olan satışın büyük bölümü, kamu bankaları tarafından, koşulları ve garantisi kamuoyunca pek anlaşılamayan kredilerle finanse edildi.

Yani kamu alacağının tahsili yine kamu bankalarından sağlanan fonlarla gerçekleştirildi:

Kimin malı, kimin parasıyla, kime satıldı?

* * *

Bu arada, kendini "İslam'ın gür sesi" diye niteleyen militan Vakit gazetesinin yazarlarından Hüseyin Üzmez, küçük bir kıza tecavüz suçlamasıyla tutuklandı.

Dinci gazetelerin bir bölümü bunu görmezlikten geldi, bir bölümü de ne olduğu pek anlaşılmayan bir "komplo" iddiasının ardına sığınmaya kalkıştı.

Ne genel ahlak kaldı, ne İslami ahlak, ne de basın ahlakı...

* * *

İslamcı medya ile iktidar medyasının güç birliği yaptığı bu ortamda Türkiye'deki özgür medyanın ve her türlü ahlakın ruhuna fatiha okumak gerekiyor.

Bunu adı da "AKP'nin Türkiye'yi demokratikleştirmesi" oluyor...

AKP destekçiliğine soyunmuş "sözde liberal aydınlar" tarih önünde, bu skandalların hesabını nasıl verecekler merak ediyorum doğrusu.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional