Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

PKK terörü ve medyanın bu terör karşısındaki tutumu yeniden gündemin başına oturdu.

Medya, terör karşısında acaba "Sorumlu yayıncılık" yapıyor muydu?

"Sorumlu yayıncılık" ne demekti?

Nerede başlar, nerede biterdi?

Sınırları var mıydı?

Varsa bu sınırlar nerede, nasıl çizilmeliydi?

Medya, haber hırsı, tiraj ve reytingi kaygısı ile "Milli menfaatlere" zarar mı veriyordu?

"Milli menfaatler" ne demekti?

Neyin "Milli menfaat" olduğuna kim karar verecekti?

Hükümet, son PKK saldırısı ve bu saldırı sırasında rehin alınan sekiz asker haberlerine sansür koydu.

Kanaltürk avukatları bu sansüre karşı Danıştay'a gitti ve Danıştay, yasak kararının "sınırları ve kapsamı belli olmadığı için" bu kararı kaldırdı.

Hükümet, Danıştay'a itiraz etti.

Dava, Danıştay Genel Kurulu'na gidecek.

Hükümet beceriksizliklerini ört-bas etmeye mi çalışıyordu?

Kamuoyunda destek yitirmemek için, kendisine yönelik eleştirileri önlemeye mi çalışıyordu?

Toplumda, PKK'nın hedeflediği genel bir Türk-Kürt çatışması olasılığı neydi?

Medya, şehit cenazeleri haberleriyle bu çatışmayı teşvik mi ediyordu?

Hükümet, Ordunun talep etmesine ve Meclis'ten karar çıkmasına karşın, PKK'ya karşı "sınır ötesi harekat" isteklisi değil miydi?

Amerika'nın böyle bir harekat istemediği bilindiğine göre, ABD'nin kararlarına karşı çıkmaktan ve "Milli menfaatlere" uygun davranmaktan korkuyor muydu?

Yoksa bu sorunun medyada sorulmasını mı önlemeye çalışıyordu?

Başbakan, Hükümet'in Danıştay'ın sansür uygulamasını kaldıran kararına itiraz ettiği gün, bir konuşma yaptı.

Yukarda belirttiğim tüm soruların yanıtlarını bu konuşmayla verdi:

Medyayı suçladı.

Yorumcuları ve Hükümet politikasını eleştirenleri toplumu bölmekle, savaş kışkırtıcılığı yapmakla itham etti.

Başbakan'ın bu tutumu ile topluma verdiği mesajlar şöyle özetlenebilir:

Medya "Milli menfaatlere" uygun davranmıyor.

"Milli menfaatlerin" ne olduğuna Başbakan karar verir.

PKK konusunda sınır ötesi harekattan yana tavır koymak, ABD'nin isteklerine karşı çıkmak, "Milli menfaatlere" uygun değildir.

Böyle bunalım zamanlarında Hükümeti eleştirmek "Milli menfaatlere" aykırıdır.

Şehit cenazelerine ilişkin haberler toplumu böler, Türk-Kürt çatışmasına yol açar.

Bu nedenle şehit ve cenaze haberleri de "Milli menfaatlere" aykırıdır.

İşte Başbakan'ın demokrasi anlayışı!

Belki bunları yazmak da "Milli menfaatlere" aykırıdır; ne dersiniz?