Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

BÜLENT ECEVİT: GAZETECİNİN ÖLÜMÜ

 

Bülent Ecevit ile 1970'li yılların ortasında, Ankara'da Göreme sokakta kiralanan bir büroda, aylarca neredeyse gece gündüz bir arada sürekli olarak çalıştık.

* * *

Bülent Bey, bir grup genç biliminsanı ile, 1977 seçimleri öncesinde toplanacak olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayında tartışılmak üzere partinin yeni programını yazıyordu.

Grubu, (tabii kendisine danışarak) Cahit Kayra toplamıştı.

Prof. Gündüz Ökçün, Doç. Bilsay Kuruç, Doç. Uğur Korum, Sevil Korum, sonradan Maliye Bakanlığı Müsteşarı olan Vural Güçsavaş ve ben grubun sürekli üyeleriydik.

Mehmet Kabasakal ve Işın Çelebi, genç arkadaşlar olarak grubun sekretarya işlerini yapıyorlardı, ama tartışmalara da tam yetkiyle katılıyorlardı.

Sabahtan başlayan çalışmalar gece yarılarına kadar sürüyordu.

Parti örgütü bize pek iyi bir gözle bakmıyordu, çünkü Genel Başkana bu denli yakın olmak pek çok kişiyi rahatsız ediyordu.

Ayrıca parti programının yazım işinin daha profesyonel politikacılarla yapılması gerektiğini düşünenlerin sayısı çok fazlaydı.

Ama Bülent Bey bu baskı ve eleştirilerin hiç birine kulak asmadı, bizlerle çalışmayı sürdürdü ve programın ilk taslağını (ki bu taslak sonradan resmen program olarak kabul edildi) bizlerle tamamladı.

Bu çalışma maratonu sırasında Ecevitleri yakından gözleme ve tanıma olanağı buldum.

* * *

Bülent Ecevit kendini hep "Gazeteci" olarak tanımlardı.

Herhangi bir form doldurulacağı zaman "Meslek" hanesine "Gazeteci" yazardı.

Politikacılığının günlük yaşam alışkanlıklarının en önde geleni, daktilosunun başında oturmak, yapacağı konuşmaları, açıklamaları, arkadaşlarına yollayacağı talimatları kağıda dökmek idi.

Bu alışkanlığının "Gazeteciliğinden" kalma olduğunu söylerdi.

El yazısı çok okunaklı değildi.

Bunun nedenini de "Gazetecilikten gelen alışkanlıkla sürekli olarak daktilo kullanmasına" bağlardı.

Türkçeyi çok özenli ve gerçekten güzel, etkileyici biçimde kullanırdı; sanıyorum kendi konuşmalarını kendisinin yazmasının altında bu yeteneğini siyasal alanda da kullanmak güdüsü vardı.

Eline yazılı bir belge veya metin verildiğinde, derhal kalemini çıkarır, okurken bir yandan da dizgi veya imla ve ifade yanlışlarını düzeltmeye başlardı.

Bunu yaparken de bize döner, utangaç bir gülümseme ile "Gazetecilikten kalma alışkanlık, ne yapalım" derdi.

Ben bu utangaç gülümsemenin ardında hep hafif bir örnek olma arzusu sezerdim:

Türkçeye özen göstermesiyle (ve gerçekten iyi kullanmasıyla) övünen bir aydının, bir yazarın, bir gazetecinin anadiline verdiği önemi ve gösterdiği özeni vurgulamasının bilinci; "Siz de böyle yapmalısınız" biçimindeki bir mesaj.

Gazeteci kimliği, şair kişiliğiyle bütünleştiğinde gerçek bir dil büyücüsü olur, kitleleri peşinden sürükleyecek sloganları rahatlıkla bulurdu.

Herkesi etkileyen bireysel nezaketi, dil bilinci ile birleşince, konuşması, sözleri, davranışlarının destekçisi olur, ortaya gerçek bir centilmen çıkardı.

Ölümü ile Türkiye önemli bir siyaset ve devlet adamını yitirdi.

Basın camiası ise bir "çalışanını".

Allah rahmet eylesin.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional