Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

KORKUTUCU "SİZ-BİZ AYRIMI" DERİNLEŞİRKEN

 

"Türkiye, din ekseninde çatır çatır ikiye bölünüyor" diye yazdığımda işaret etmek istediğim tehlike, geçen Pazar günü, 27 Ağustos 2006 tarihli Hürriyet'in manşetindeydi:

"Siz şeytan değilsiniz, biz de melek değiliz."

Peki "Şeytan ve Melek" gibi dinsel kavramlarla çözümlenen bu iki grupta "Siz" kim, "Biz" kim?

AKP kurucularından, Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi, Kanal 7'de yönetmenlik yapan gazeteci Ayşe Böhürler'e göre "Biz" "Dindar hayat tarzını seçenler", "Siz" de bunun karşıtı yani "Dindar hayat tarzını seçmeyenler".

Böhürler'in "Siz-Biz ayrımı", kurucusu ve Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi olduğu AKP'nin Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dindar olanlar-Dindar olmayanlar" ayrımıyla tam örtüşüyor:

Din ekseninde ortaya çıkan, hem siyasal, hem toplumsal, hem de kültürel bir bölünmeyi, bu bölünmenin korkutucu boyutlardaki kavramlaştırılmasını içeriyor; AKP'nin tehlikeli bölücü politikasının temellerinde yatan görüşleri açıklıyor.

* * *

İdeolojiler genel olarak ikiye ayrılır:

Emirleri ve nehiyleri, yani yap ve yapmaları içeren, dinci veya faşist sert ideolojiler bir yandadır, "İnsanları seveceksin" gibi bir temel ilkenin etrafında örgütlenen ve bireyi daha serbest bırakan Hümanizm gibi yumuşak ideolojiler öbür yanda.

Sert ideolojiler varlıklarını "Siz-Biz ayrımına" dayar:

Bir düşman üretir, ona karşı örgütlenirler; var olmalarının esas nedeni, bir tehlikenin, bir düşmanın tehdididir.

Tarih boyunca, "Dinsizler", "Büyücüler" farklı din mensupları veya aynı din içindeki farklı mezheplere inananlar, farklı ırk veya milliyetten olanlar hep böyle düşman işlevi görmüşlerdir.

* * *

Ayşe Arman'ın sorularını yanıtlayan Böhürler, Türkiye'yi bir uçurumun kenarına götüren bu bölücü "Siz-Biz ayrımını" ayrıntılı olarak şöyle betimliyor:

"Sizde liberaller, tutucular, modernler, anti-modernler, ateistler var. Biz de dağınığız. Bir tarafta yarım yamalak dindarlar var, bir tarafta tasavvufi ekolleri benimseyenler var, bir tarafta benim gibi serseri serbest mayınlar var, bir tarafta birtakım cemaatlere mensup olanlar var. Bir tarafta bütün bunlarla alakası olmayan sosyo ekonomik durum gereği dindar görünenler var."

* * *

Din, mezhep gibi inançların tümü mukaddestir.

Herkesin inancı, kendisine göre en iyi en güzel en mukaddes olandır.

Dinler ve inançlar arasında hakem yoktur.

Ayrıca unutmayalım ki herkes inancını istediği gibi yaşamakta da özgürdür:

İnsanlara belli bir yaşam biçimini bir inanç adına empoze etmek ancak Ortaçağ'da geçerli olan bir anlayıştır.

Bugün Türkiye'de birbirini pekiştiren üç yanlış birden yapılıyor:

  1. Mukaddes olan inançlar üzerine günlük siyaset inşa ediliyor: Böylece tartışma kaldırmayan inanç dünyası ile tartışmaya dayalı olan siyaset dünyası birbirinin içine sokularak hem inançlar hem de demokrasinin temel kurum ve ilkeleri yozlaştırılıyor.
  2. Toplum, (ister halk deyin, ister millet, isterseniz seçmen) dindar olanlar-olmayanlar diye ikiye bölünüyor ve bu bölünme siyasetin çirkin oyunları ve eğitim süreci ile de desteklenerek gittikçe derinleştiriliyor.
  3. Dindarlığı siyaseten öne çıkararak bu bölünmeyi yaratanlar, geniş halk kitleleri üzerinde, günlük yaşam davranışlarından, siyasal tercihlere kadar bir dizi baskı oluşturuyor ve böylece tek tip insan üretilmek isteniyor.

  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional