Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Bugün genel olarak, büyük gazetelerden küçük dinci gazetelere kadar, pek çok yayın organında köşelere egemen olan ve AKP iktidara geldikten sonra daha belirginleşen ortak yaklaşımlara kısaca bir göz atmak istiyorum:

Birinci olarak, bireysel yaşam, özellikle kadın köşe yazarlarının yaşadıkları, yaptıkları, düşündükleri ve hissettikleri, köşelere egemen olan konuların başında geliyor.

Küçük ve genel nüfustan farklı yaşayan bir azınlığın bu "günlük yaşam öyküleri" okurların dikkatini ve ilgisini çekiyor.

Gazete okurlarının bir kesimi, bir ölçüde "benim yaşamımım dışında neler oluyormuş" merakı içinde bu yazılarla ilgileniyor.

Bunların çoğu incir çekirdeğini doldurmayacak "geyik muhabbetleri".

Ama bunların arasında, örneğin Hıncal Uluç'un yazılarında olduğu gibi, okurlara yararlı, hem genel kültür hem de toplumsal değerler açısından yol gösteren, üstelik çok ilgi çekici yazılar da zaman zaman yayınlanabiliyor.

İkinci olarak, siyasal yazılar dikkati çekiyor.

Bunlar genellikle iktidarı öven, iktidar karşıtlarını yeren ve kendileri gibi düşünmeyen yazarların "itibarlarını kaybettirmeye yönelik" yazılar.

Bunlara göre Türkiye güllük gülistanlık.

AKP iktidarının her yaptığı doğru.

Eleştiri yapanlar da neredeyse vatan haini.

AKP'yi ve genellikle dinci uygulamaları eleştiren yazarlara ve bu yazarların düşüncelerine saldırı bütün yayın organlarında çok yaygın.

Bu saldırı, üstelik "liberallik" ya da "hoşgörü" adına, yapıldığı için pek çok okurun aklını karıştırıyor.

Ama dikkatli ve akıllı okurlar, "Bu yazar hem liberal görüşleri hem de hoşgörüyü savunuyor, ama AKP'yi ya da dinci uygulamaları eleştirenlere niçin tahammül edemiyor, bu kadar saldırıyor?" diye sorduğu anda, genellikle eski solculardan ya da takiyyeci dincilerden oluşan bu sahte liberallerin maskeleri düşüyor tabii.

Üçüncü olarak, popüler kültür konuları köşelere egemen:

Çok seyredilen televizyon dizilerinin öyküleri, dizilerde oynayanların özel yaşamları, aşkları, değiştirilen sevgililer, neden oldukları skandallar, ülke sorunları hakkındaki üstün görüşleri, kullandıkları dil ve benzeri konular hakkındaki yazılar, hemen hemen her gün her köşede yer alıyor.

Popüler kültür konusunda televizyon dizilerinden yer kalırsa, şarkıcılar ve mankenler de buralarda yer alabiliyor; tabii öteki sayfalarda sergilenen ve köşe yazılarını destekleyen haberleri ve boy boy fotoğraflarıyla.

Son günlerde bu sütunda başlatılan "Köşe yazarlarının dili" tartışması da ne yazık ki "popüler kültür" egemenliğine dayalı genel yaklaşım içinde güme gitti.

Kimse de, argoya ve dilin eğilip bükülerek yozlaştırılmasına destek verenlere karşı "Argo her dilde vardır. Yanlış olan, dilimizi bozan, günlük dildeki yozlaşmanın ve argonun köşe yazılarını egemen olması." demedi.

Argonun erdemleri üzerine yazılar döktürüldü ve konu kapandı.

Sevgili okurlarım, üç grupta topladığım köşe yazılarının pek çoğunun arka planında, ne yazık ki o köşe yazısının yayınlandığı gazetenin patronunun siyasal ve ekonomik çıkarları görülüyor.

Sadece yazarlar için değil, okurlar için de ne kadar üzücü bir durum!