Emre Kongar'ın Resmi^* İnternet Sitesi

Makaleler

Articles in English

Bilmem okurlarım anımsarlar mı?

MİT Müsteşarlığı mensupları, gazeteciler ile yaptıkları açık görüşmelerden birinde, televizyonlardaki mafya dizilerinin toplumumuzu olumsuz etkilediğinden yakınmışlardı.

Ben haberi basından okumuştum.

Onun için başka ayrıntı bilmiyorum.

O sırada "MİT görevlileri haklıdır, şimdi bu dizilerdeki tiplere özenen bir sürü mafya babası bozuntusu, sağa sola posta atacak, huzuru bozacak" diye düşündüğümü anımsıyorum.

Ne yazık ki bu dizilerden hiç birini izleyemedim.

Ama bir tanesindeki bir karakterin, dizi içinde, rol icabı ölümü üzerine, gazetelere ölüm ilanı verilmesi gibi bir garip olay yaşandığını yine basından izledim.

Şimdi, mafya lideri Alaattin Çakıcı olayına ilişkin, Yargıtay ile MİT arasında sürtüşmelere yol açan ilişkiler bağlamında, MİT Müsteşarının bir açıklaması beni yine çok şaşırttı:

MİT Müsteşarı, özet olarak, MİT ile Alaattin Çakıcı arasında son günlerde söz konusu olan ilişkilerin birbiriyle alakası olmayan iki ayrı olay ekseninde geliştiğini söylüyor.

Biri, MİT'in Yargıtay ile olan sürtüşmesine yol açan dava sorunu.

Bu konu renkli ve renksiz basında ve televizyonlarda yeterince didik didik edildiği için, zaten üzerinde söylenecek fazla söz yok.

Beni asıl ikinci olay çok etkiledi:

MİT Müsteşarı'nın verdiği bilgiye göre bir televizyon kanalında oynatılan "Kurtlar Vadisi" adındaki dizide "Çakır" adlı bir mafya mensubunun öldürülmesini, Alaattin Çakıcı, kendisine doğrudan yapılan bir tehdit olarak algılamış.

Bunun üzerine rakibi olan "Nuriş çetesi" hakkında, bir devlet görevlisine suikast yapacakları ihbarında bulunmuş.

Suikast ihbarını araştıran MİT, mektubun, yukardaki gerekçe ile Alaattin Çakıcı tarafından yazıldığı gerçeğine ulaşmış.

Olay neresinden bakılırsa bakılsan, son derece garip ve ilginç:

Bir mafya lideri, bir televizyon dizisindeki olaylar aracılığıyla kendisine mesaj verildiğini düşünüyor.

Demek ki, o dizinin yazarının ya da yönetmeninin, rakipleriyle ilişki içinde olduklarına inanıyor.

Tabii bu, akla hemen, o dizinin yayınlandığı kanalın ya da dizinin yazarının veya yönetmeninin gerçekten mafya ile ilişkili olup olmadığı sorusunu getiriyor.

Ben böyle bir olasılığın, (en hafif deyimiyle) gerçeklerin aşırı zorlanması sonucunda akla gelebileceğini düşünüyorum.

Bu olayda herhalde birileri fena halde "uçmuş!".

Ama uçan ya da uçanlar kim ya da kimler?

Mafya lideri mi, MİT Müsteşarı mı, yoksa toplumbilimci kimliğine karşın, gözünün önündeki gerçekleri göremeyen ve kabul edemeyen Emre Kongar mı?

Bu yazıyı da tarihe bir not düşmek adına yazdığımı belirtmeliyim.

Kim bilir belki ilerde karanlık ve kirli ilişkiler ayrıntılarıyla açıklanır da bu sorunun yanıtı da verilir.