Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

EMRE KONGAR

 

HÂKİM, HAKEM, DÂHİ, DAHÎ

 

 

Son günlerin Galatasaray-Fenerbahçe maçı tartışmaları birdenbire "hakem" ve "hâkim" sözcüklerini gündeme getirdi.

Bilindiği gibi "Dil Devrimi"nin hukuk alanındaki katkıları gerçekten olağanüstü güzeldir.

"Hâkim" yerine "yargıç", "müddeiumumi" yerine "savcı", "maznun" yerine "sanık", "şahit" yerine "tanık" bu Türkçeleştirilmiş terimlerin en güzel örnekleri olarak hemen aklıma gelenler arasında.

Yeni Türkçe'de "Yargıç" sözcüğü ile karşılanan "Hâkim" kelimesi, ilk hecesi uzun okunarak telaffuz edilir.

Buna karşılık "Hakem" sözcüğünün iki hecesi de kısa okunur.

"Hakem" sözcüğünü "Haaakem" diye telaffuz eden sporcularımızın Türkçesi beni hep çok rahatsız etmiştir.

Son Galatasaray-Fenerbahçe maçında verilmeyen penaltı tartışması sırasında çok ünlü futbol hocalarımızın da aynı yanlışı yaptığını ekranlardan duymak beni çok üzdü doğrusu.

Sanıyorum "Hâkim" sözcüğünün ilk hecesinin uzun okunması hem sporcuları hem de değerli futbol hocalarını yanıltıyor ve "Hakem"e "Haaakem" dedikleri için onları gözümüzde, "demokrasiye" "demokraaasi" diyen politikacılarımız kadar "Türkçe cahili" yapıyor.

Toplumun "rol modelleri" olan ünlü sporcuların ve hocaların dillerine dikkat etmeleri bence çok önemli.

Dostları, arkadaşları ve sevenleri, ünlü kişileri, yaptıkları Türkçe yanlışları konusunda uyarmalı bence.

Bir başka yaygın yanlış, "ve de" anlamına gelen ve bütün heceleri kısa okunması gereken "dahi" sözcüğünün, "deha sahibi insan" anlamına gelen "dâhi" kelimesi gibi ilk hecesinin uzun telaffuz edilmesi.

Ben katıldığım televizyon programlarında bile, karşımdaki insanı çok rahatsız etmeyeceksem, bu tür telaffuz hatalarını düzeltiyorum.

Geçenlerde Türkiye'nin en çok satan gazetelerinden birinde köşe yazarlığı yapan biriyle bir televizyon programına katıldım.

Sürekli olarak "ve de" anlamına gelen "dahi" sözcüğünü "daaahi" olarak telaffuz ediyordu.

Kendisi adına hem çok utandım, hem de çok üzüldüm.

Ama zaten benim savunduğum düşüncelerin karşıtlarını, üstelik de nezaket sınırlarını bile zorlayacak bir üslupla ortaya atmakta olduğu için, ortam daha da gerginleşmesin diye kendisinin bu dil yanlışını düzeltmedim, daha doğrusu düzeltemedim.

Demokrasi anlayışını, "temel hak ve özgürlüklerin korunması" koşulu dışına taşıyarak, "çoğunluğun yönetimi" olarak savunan ve "halk ne eylerse güzel eyler" diye popülist bir söylemle "çoğunluğun diktatörlüğüne" doğru saptıran bu arkadaş sadece siyaset bilimi açısından değil, Türkçe açısından da yanlış yapıyordu.

Özellikle "köşe yazarı" olmak, insanın üstüne sporculardan çok daha fazla bir kültür ve dil sorumluluğu yükler.

Ne yazık ki günümüz medyasındaki "köşe yazarları"nın en azından bir bölümü, ne düşünce, ne kültür, ne de dil alanında "kamuoyu lideri" olabilecek niteliklere sahipler.

Çok üzücü değil mi!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional