Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

MEDYA NOTU

 

 

EMRE KONGAR

 

 

ÜÇ GÜZELLER

 

 

Bugün sizler için “güzelliklerle” dolu bir yazı yazacağım.

Geçenlerde, atv’de gece haberlerinde Elif Ilgaz’ın canlı yayın konuğu olmuştum.

Kendisiyle gerek programdan önce, gerekse programdan sonra, kısa sürelerle sohbet etme olanağı buldum ve çok ama çok etkilendim.

Elif Ilgaz bir hekim. Üstelik de nöroloji dalında uzman olmuş bir hekim. Yani ayrıca doktora yapmış bir doktor.

Ben akademik kariyerimi Hacettepe’de yaptığım için, bunun ne demek olduğunu, nasıl çılgınca bir çalışma ile önce hekim sonra da uzman olunduğunu çok iyi bilirim.

Gündüzleri Haydarpaşa Numune hastahanesinde hasta bakıyor, geceleri, haftada beş gün de atv’de gece haberlerini sunuyor. Geri kalan gecelerinde de hastahanede nöbet tutuyor.

Bütün bunları haber programına çıkmadan önce öğrendim.

Canlı yayın konuğu olduğum haber bülteni bittikten sonra, (burası çok önemli, çünkü şimdi söylediğini anlatacağım düşüncelerini, programın sonuna saklaması, ayrı bir incelik olarak dikkatimi çekti) bana olanca yumuşaklığı ve sevecenliği ile “Biliyor musunuz benim bir de ünvanım var” dedi.

Ben soran gözlerle yüzüne bakınca da, “Ben Türkiye ikinci güzeliyim” diye ekledi.

Ben zaten çok etkilenmiş olduğum değerli sunucunun bu özelliğini de öğrenince, iyice şaşkınlaşmışken, hayatta yediğim en vurucu ve en zarif darbeyi indirdi: “Biliyorsunuz” dedi, “Güzellik kraliçeliği bir ünvandır, doktorluk, ya da sunuculuk ise bir meslek.”

(Bekleyin darbe geliyor)

Siz bir yazınızda güzellik kraliçeliklerinden gelenlerin ekranda Türkçeyi bozduklarını söylemiştiniz de, onun için bu ayrımı anımsattım” dedi.

Ben zaten Elif Ilgaz’ın yeteneklerinden, başarılarından ve güzelliğinden dilim tutulmuş bir haldeyken, bir de bu darbe beni perişan etti gerçekten.

Ne diyeceğimi şaşırmış bir halde iken, Elif Ilgaz konuşmasını sürdürdü:

Biz” dedi, “ekranda üç Türkiye güzeliyiz. Kanal D’de Defne Samyeli, TGRT’de Jülide Ateş ve ben. Hepimiz adına yazdıklarınızdan üzüldüm de onun için size bunları aktarıyorum

Ben hem gençleri hem de kadınları Türkiye’deki gelişme ve değişmenin öncüleri olarak kabul ettiğim için onlara çok saygılıyımdır.

Ayrıca bütün bunlardan bağımsız olarak sanattaki ve doğadaki tüm güzelliklere hayranımdır.

Bu nedenle Elif Ilgaz’ın karşısında çok üzüldüm.

Ben güzelliğe nasıl karşı olurum, hem siz zaten kültürünüzle, yeteneklerinizle ve çalışkanlığınızla bu eleştirinin çok üstündesiniz” gibi bir iki özür sözcüğü mırıldanmaktan ve sonra da açık ve net olarak özür dilemekten başka bir şey yapamadım o sırada.

Ama hemen o anda, bu yanlışımı telafi etmeye karar verdim.

İşte şimdi o görevimi yapıyorum.

Bu satırları yazarken, Elif Ilgaz’ın bahsettiği sözü nerede yazmış olduğumu bulmak için “Konsantremi Bozma” adlı kitabımı karıştırdım ve cümleyi yakaladım.

Kitabın 45’inci sayfasında “Güvenilir Sunucu mu, Dümenci mi?” başlığı altında “TRT kökenlilerin dışındaki spiker ve sunucular, çok değişik yerlerden geliyor. Ne yazık ki bunların bir bölümü, görüntüye verilen önem yüzünden, podyumlardan ve yarışmalardan derlenmiş güzel, ama bırakın doğru dürüst Türkçe konuşmayı, okudukları metinlerin bile anlamını kavramaktan aciz çocuklar. Bu çocukları anchor person olarak eğitmeye çalışmak, umutsuz bir çaba.” demişim.

Allahtan “bunların bir bölümü” diye bir ifade kullanmışım.

Ilgaz, Samyeli ve Ateş, bu “bir bölüm” içinde değiller.

Her gün kullandıkları güzel Türkçe ve gösterdikleri başarı ile ekranlarımıza ve bizim yaşamımıza güzellik katıyorlar.

Ah, bir de sundukları haberler güzel olsa!

Bu çocukları yetiştiren anne-babaları, öğretmenleri ve onları keşfeden televizyon yöneticilerini kutluyorum.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional