Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

7 Mart 2016

Anayasa Mahkemesi'nin Dündar-Gül Kararına Karşı Erdoğan'ın Söyledikleri ve Karşı Görüş.

Zaman'a Kayyum!

Geçen haftanın en önemli olayı, elbette Zaman gazetesine el konmasıydı.

Ama tutuklu yargılanmakta olan Can Dündar ile Erdem Gül'ün Anayasa Mahkemesi tarafından serbeste bırakılması tartışmalarının devamı da siyasal gündemdaki yerini korudu.

Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığını ve saygı duymadığını daha önce açıklayan Erdoğan, Nijerya'da, gazetecilere bu konuyu nasıl gördüğünü ayrıntılarıyla açıkladı.

Hukukçular bu görüşlere karşı çıktı.

Önce Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi kararı konusunda ne dediğine bakalım.

Haberi CNNTURK'ün internet sitesine, 04.03.2016 Cuma günü 08:38'de girilen metinden aynen alıntıladım.

* * *
"Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu iş daha bitmedi'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Nijerya Büyükelçiliği'nde gazetecilerle yaptığı sohbetinde, Can Dündar ile Erdem Gül'e tahliye yolunu açan Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini savundu. Erdoğan, 'ama bu, işin bittiği anlamına gelmez' dedi, yeni bir yargı süreci başlayabileceğini söyledi. Dahası, çıkacak yargı kararı AİHM'e taşınırsa devletin gerekli tazminatı ödemeye hazır olduğu mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Abuja (Nijerya) Büyükelçiliği'nde gazetecilerle sohbetinde, Can Dündar ile Erdem Gül'e tahliye yolunu açan Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa'yı ihlal ettiğini söyledi. Erdoğan, 'Ama bu, işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir. Bize de bu durumda, yargının bu işleyişini izlemek düşer' dedi.

Hürriyet gazetesi yazarı Vahap Munyar, gazetecilerle sohbeti sırasında yöneltilen sorular ve Erdoğan'ın yanıtlarını şöyle aktardı:

Zühtü Aslan sevdiğim bir arkadaştır

Seyahate çıkmadan önce yaptığınız açıklamalar Türkiye'de gündemi oluşturdu. Anayasa Mahkemesi'nin kararına itirazlarınız olmuştu, usul ve esastan itirazlarınız nelerdir?

'Öncelikle Anayasa Mahkemesi kendisini burada adeta birincil mahkemenin yerine koyması yanlış olmuştur. Yargı süreci bitti mi? Hayır. Siz daha süreç bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkartmak suretiyle böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha önceleri, 'Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz' tezini savunan bir arkadaşımızdı. Kendisi benim sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştır. Ama ne yazık ki kendi kendine bu tür çelişkilere düşmesi, ülkemiz için, hukuk için çok yanlış bir gelişme olmuştur. Burada gerekçeyi açıklamadan, bitmemiş bir yargı sürecini alelacele bitirme konumuna gelmek usule aykırı olduğu gibi esasa da aykırıdır. Hem usul bakımından hem esas bakımından sıkıntı var. Kendisi tabii şimdi bir savunma içerisine giriyor ama bunu savunamazsınız.

Devlet AİHM tazminatını öder

Kendisi 'Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar' diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde evet bağlayıcıdır ama bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Zaten yanlış buradan kaynaklanıyor. 'Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz' diyordu hep. Karar herkesi zaten bağlıyorsa, neden birinci mahkemeye tekrar gönderiyorsun? Eğer bağlayıcı ise tekrar birinci mahkemeye gitmemesi lazım.

Şimdi birinci mahkemeye gittiğine göre, eğer birinci mahkeme kalkar da kararında diretirse Anayasa Mahkemesi'nin verebileceği hiçbir karar yoktur. Nereye gider bu? Bundan sonra isterlerse AİHM'ye gidebilirler. AİHM eğer Anayasa Mahkemesi'nin verdiği istikamette bir karar verirse, o da sadece tazminat bakımından bağlayıcıdır. Devlet de itirazlarını yapar veya o tazminatı öder.

Bunun altından kalkamazsınız

Kaldı ki bir casusluk olayından söz ediyoruz. Bu, MİT'in Bayırbucak Türkmenleri'ne yönelik atmış olduğu bir adımı deşifre etme girişimidir. Buna kalkışmış olanlar, savcısıyla askeriyle, şu anda cezaevindeler. Hal böyleyken, neymiş, bu konuda alınan tedbir, düşünce ve fikir özgürlüğünü ihlalmiş. Ne alakası var? Medya mensubu her istediğini yapma özgürlüğüne sahip midir? Ortada, devletin istihbarat teşkilatının sırlarını ifşa etme; olayları çarpıtma, Türkiye'yi DAEŞ'e yardım eden bir terör örgütü gibi göstermeye kalkışma girişimi var. Bunlara yapmaya kalkışanlara getirilen tedbire kalkıp basın özgürlüğü ihlali diyeceksiniz. Efendim, bu beraat kararı değil, bu tutuksuz yargılanma süreci. Doğrudur. Kusura bakmayın da, başkalarına uygun görülmeyen bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız.' "

* * *

Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığı ve saygı duymadığı beyanına karşılık AYM başkanı Zühta Aslan, kararın herkesi bağladığıını belirtmişti.

Erdoğan'ın son açıkladığı görüşlere karşı Avukat Celal Ülgen Twitter'de 14 tweet atarak şu itirazları kaydetti. (İmlasını aynen aktardım.)

"1) Cumhurbaşkanının Danışmanları yanlış bilgi fısıldıyor olmalı. CB Birincil mahkeme sözcüğü yerine birinci mahkeme sözcüğünü kullanıyor.

2) Birincil mahkeme ikincil mahkeme ayrımı mahkemeler arasındaki derece farkını değil, tür olarak yargılama faaliyetini gösterir.

3) anayasa Mahkemesi ikincil bir mahkemedir. Çünkü yerindelik denetimi yapmaz ve yerel mahkemelerin üst derece mahkemesi değildir.

4) Yani bir YARGITAY değildir. Ancak kuruluş konunu ve Anayasa hükümlerine göre hak ihlali kararları her organı ve makamı bağlar.

5) Anayasa mahkemesinin hak ihlali kararı vermesi durumunda bir yerel mahkemenin kararında direnmesi gibi bir prosedür yoktur. Olamaz da.

6) Hak ihlali tespit edildiği zaman bu ihlalin nasıl giderileceği yönünde de bir karar AYM. Buna Cumhurbaşkanı da Yargıtay da uyar.

7) Gelelim mahkeminin direnmesinden sonra AİHM'e gidebileceği yorumuna. Bu da çok yanlış bir görüş. GAF. Danışmanlar yanlış yapıyor.

8) Mahkeme direnemez bu bir. AİHM'e Anayasa mahkemesi sürecinden sonra gidilir bu iki.

9) AİHM ihlâl tespit ederse tazminat öderiz savı da dorğu değil. Çünkü AİHM kararlarının uygulanmamasının müeyyideleri ağırdır.

10) Onlar yeter ki içerde yatsın ben parasını veririm anlayışının tekdirini halkımıza bırakıyorum. Ama Avrupalı bu görüşü Ortaçağ'da bıraktı.

11) Bir Hukukçu asla anayasa mahkemesi kararlarına karşı yerel mahkemelerin direnebileceğini söyleyemez. AYM Anayasayı ihlal tespiti yapar.

12) Anayasa mahkemesi varsa ve ihlâl kararı vermişse onun üstünde başka bir makam ya da mahkeme yoktur. Bu hukuk devleti olmanın gereğidir.

13) Bu iş Bitmedi demek, yerel mahkemeye yeniden tutukla demektir. Mahkûm et demektir. Bu vahim bir durumdur.

14) Hukukçuların bu hukuksuzluğa karşı hep birlikte tepki göstermesi gerekir. Hukuk Devletini Hukukçular korumayacaksa kim koruyacak?"

* * *

Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadığını belirttikten sonra, bir yerel mahkeme Zaman gazetesine kayyum atayarak el koydu...

Bu da Anayasa'nın basın özgürlüğünü koruyan maddelerine açıkça aykırı bir karardı.

Ve bütün bunlar olup biterken Hukuk Fakülteleri suskunluklarını koruyordu.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional