Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

29 Nisan 2013

Bulaşıkçı Orhan'ın Öyküsü: Narlıdere'de Oltada Bir Martı!

Geçen haftalarda araya giren birkaç dostumu kıramayarak İzmir'e gittim bir konferans için.

Aslında artık İstanbul dışına pek çıkmıyorum...

Daha doğrusu çıkamıyorum...

Hem bu yazıyla birlikte haftada altı yazı, hem seyahatin getirdiği sıkıntılar...

Bırakın İstanbul dışına çıkmayı, İstanbul içinde bile artık öyle konferanslara filan pek gidemiyorum!

Ama yılların dostlukları var...

Davet eden grubun hatırı var...

Var oğlu var...

Neyse sözü fazla uzatmayayım...

İzmir yollarına düştüm...

Beni karşılayan sevgili dostum Reşat Kutucular, konferanstan önce Narlıdere'ye nefis bir balık lokantasına götürdü...

Fakat o ne, tam yemeğin ortasında, hemen önümüzde denizde çırpınan bir martı...

Reşat "Herhalde oltaya takılmış" dedi...

Balık tutanlar denize saldıkları oltaları bırakıp gidiyorlarmış, martılar da oltanın iğnelerine takılınca, uçamaz, çırpına çırpına ölürmüş.

Vahşetin bir başka türlüsü!

Gerisini Reşat'ın 16 Nisan tarihinde Hürriyet İzmir'de yazdığı yazıdan okuyalım.

* * *
"ORHAN'A TEŞEKKÜRLER

Cumartesi öğlen sevgili Emre Kongar'la Narlıdere'de Bizim Gazino'da yemekteyiz.

Hava limonata gibi... Levrek ısmarlıyoruz. Meze olarak ızgara enginar... Sıcak ot tabağı.. Emre Hoca mide hassasiyeti nedeniyle içki içemiyor. Ben buz gibi bir bira söylüyorum.

O arada denizden çırpıntı sesi geliyor. Dönüp bakıyorum irice bir martı bir şeylerle uğraşıyor.

Havalanmaya çalışıyor havalanamıyor. Gagalıyor, dönüyor, çırpınıyor. Oltaya falan mı takıldı acaba diye şüpheleniyorum. Bir daha deniyor, yine havalanamıyor.

Gidip şöyle bir göz atıyorum kıyıdan atılmış bir olta yok. Garson arkadaşlara sesleniyorum. Bir baksanıza diyorum. Hep birlikte martıya ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz.

Bir arkadaş mayosunu giyip geliyor. Suya atlıyor düşüyor martının peşine. Tabii martı yaklaştırmıyor. Uğraşıyor olmuyor. Dalarak deniyor, martı yine uzaklaşıyor.

Kıyıdakiler boş ver, dön artık diyorlar. Pes etmiyor. Sonra bir şekilde martıyı yakalamayı beceriyor. Beraberce kıyıya yüzüyorlar. Martı artık direnmiyor. Hem yorulmuş, hem de yanına gelenin 'iyi' olduğunu hissetmiş gibi.

Yanlarına gidiyorum. Kıbrıs olta dedikleri oltadan dolanmış martıya. Kafasında, kanadında, gagasında iğneler... Altı yedi tane. Tek tek çıkarıyorlar iğneleri.

Hayvan rahatlıyor. Teşekkür eder gibi bakıyor.

Tüm iğneler çıkarıldıktan sonra kurtarıcısı martıyı usulca suya bırakıyor. Kuş yeniden kanat çırpmayı deniyor. Başarıyor. Güzelce havalanıyor. Sonra daha da yükseklere çıkıyor. Sanki kendini test ediyor. Her şey yolunda görünüyor.

Derin bir oh çekiyorum. Emre Hoca da çok memnun oluyor bu kolektif uğraşın başarıya ulaşmasına...

Kurtarıcının adı Orhan Özekinci. Narlıdere'de Bizim Gazino'da bulaşıkçı olarak çalışıyor.

Bir kuşun canını kurtarmak için kahramanca uğraştı. Bu duyarlılığı gösterdi. Arkadaşları da ona yardımcı oldu.

Aslında bu Orhan'a ve arkadaşlarına teşekkür yazısı...

Sağ olunuz. İyi ki varsınız. Orhan gibiler iyi ki var."

* * *

Reşat'ın, fotoğraflarla da süslediği yazısının adresi http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23050912.asp

Bence, benim siteme girmek zahmetine katlandıysanız, bir zahmet yukardaki adrese de gidip, fotoğrafları da görseniz çok iyi olur...

Hem martıyla hem de Orhan'la tanışma fırsatı da bulursunuz!

Keşke Hürriyet İzmir, bu olayı birinci sayfasından görseydi...

İzmir'in, İzmirlilerin, doğa ve hayvan severliğinin güzel bir göstergesi olurdu!

* * *

Bu olayı Cumhuriyet'teki köşeme de taşımayı düşünüyorum...

Ne dersiniz?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional