Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

SAVAŞ, MİLLİYETÇİLİK VE GÜNEYDOĞU
 

Her diktatörün en azından bir ideolojiye ve yine en azından bir düşmana ihtiyacı vardır...

İç ya da dış savaşlar da, bu iki faktörün kesiştiği noktada, ideolojik ve siyasal düşmana karşı çıkarılır...

Sonra da bütün muhalifler "Hainler" denilerek susturulur, susmayan cezalandırılır!

* * *

İdeoloji zamanın ruhuna göre belirlenir:

"Kullanışlı ideoloji" Ortaçağ'da dindi.

Elbette Müslümanlara karşı Hıristiyanlık, Hıristiyanlara karşı da İslam dini kullanılmıştı.

İktidar savaşlarının çok kızıştığı alanlar ise, dinler arasında olanlardan çok mezhepler arasında yaşananlardı:

Hıristiyanlık içinde, Ortodokslarla Katolikler, Katoliklerle Protestanlar, iktidar uğruna birbirlerini keserken elbette Müslümanlar da boş durmuyor, Sünnilerle Şiiler Halifelik kavgasında birbirlerini katlediyorlardı.

Günümüzün "kullanışlı ideolojisi" milliyetçiliktir.

Milliyetçiliğin savaş ve diktatörlük için en kullanışlısı, ırkla, dinle, mezheple desteklenmiş olanıdır:

Kilise ile desteklenen Germen ırkçılığı, ya da Sünnilikle desteklenen Arap, Türk ya da Kürt milliyetçiliği gibi.

En barışçı ideoloji olan Demokrasi bile, ABD'nin Vietnam, Afganistan ve Ortadoğu'daki savaşlarında, "Demokrasi götürüyoruz" sloganı içinde, "Kullanışlı ideoloji" olarak işe yaramıştır.

Tabii bu arada, emperyalizm, neoliberalizm, radikal İslam ve İslamofobi de moda olan "kullanışlı ideolojik şemsiyeler" olarak gündemdedir.

* * *

İdeoloji belirlendikten sonra iş artık kolaydır, düşman buna göre tayin edilir:

Başka milliyetler, ırklar, dinler, mezhepler, derhal millî menfaatlere karşı olan düşmanlar listesine alınır ve içlerinden istenildiği kadar hedef seçilebilir...

Çünkü düşman birden de çok olabilir!

Ne demiş büyüklerimiz:

Fazla mal göz çıkarmaz!

* * *

Bu modelin mutlaka bir devlet tarafından uygulanması diye bir koşul da yoktur...

Örneğin, PKK, bu modele göre kurulmuş ve işleyen mekanizmaya sahip bir terör örgütüdür.

Beni korkutan, gözünü kırpmadan insan öldüren PKK terörüne karşı, idam cezasını bile kaldırmış olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bugün yönetenlerin de aynı modeli kullanma eğilimleridir...

Korkumun nedeni ise çok basit:

Teröre karşı devlete sığınacağım, beni devlet koruyacak...

Peki ya devlet de bu modeli uygular, baskı ve zulüm yaparsa, ona karşı kime sığınacağım?

* * *

Güneydoğu'da artık fiilen bir savaş durumu varsa...

Ve üstelik, ihanet suçlamasıyla gazeteciler hapse atılıyorsa...

Türk ya da Kürt, Müslüman veya Hıristiyan, Alevi ya da Sünni, herkesin canı ve malı tehdit altındaysa...

Barışı, Demokrasiyi ve İnsan Haklarını savunmaktan başka yolumuz var mı!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 22 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional