Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TÜRBAN VE KELEPÇE
Adaleti Silivri'de el birliğiyle katlettiler!
O sırada "Adalet bir gün size de gerekecek, ben o zaman da sizin haklarınızı korumak için yazı yazacağım" demiştim.
Aradan sadece3-5 yıl geçti...
Öngörümün bu kadar çabuk gerçekleşeceğini ben bile tahmin etmemiştim!
Genel olarak halka ve/veya özel olarak bazı gruplara haksız ve adaletsiz davrananların, bir gün bu haksızlık ve hukuksuzlukların kendilerine de döneceğini bilmeleri gerekir!
Tarih bunun örnekleriyle dolu olduğu halde, iktidarı elinde bulunduranlar tarihten hiç ders almazlar...
Bu basiretsiz, adaletsiz, haksız ve hukuksuz iktidarlar yüzünden de, Türkiye'de de olduğu gibi, bazı toplumlar, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik sarmalından bir türlü kurtulamazlar!
AKP ve Gülen Cemaati, elbirliğiyle, iktidarlarını güçlendirmek, Türk Silahlı Kuvvetlerini siyasetten silmek için, her türlü haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliği bu topluma reva gördü.
O zaman televizyonlardan da söyledim, gazetede de yazdım:
"Haksızlık, hukuksuzluk yapmayın, adil olun, bir gün adalet size de gerekecektir" dedim.
Beni, bütün hayatım boyunca karşı çıktığım darbelerden ve darbecilerden yana olmakla bile suçladılar, bunları yazdığım için.
Ben de onlara "Bir gün bu adaletsizlikler size yapılırsa, sizin de haklarınızı ben savunacağım" diye yanıt vermiştim.
İşte bu gün, o gündür:
Yine gazetelere, televizyonlara, ticari şirketlere el konulmaktadır....
Dün baş tacı edilen, altlarına zırhlı arabalar verilen savcılar suçlanmakta, sırtları sıvazlanan polis müdürleri hapse atılmaktadır...
Ve bütün bunlar, bir intikam havası içinde, evrensel ve anayasal hukuk kuralları zedelenerek yapılmaktadır.
Türkiye Silivri fırtınasından sonra ikinci bir adaletsizlik dalgasını "Paralel devlet" suçlaması ve "İnlerine giriyoruz" sloganı ile yaşamaktadır:
Kamu vicdanını zedeleyen en son olay "Benim türbanlı bacım" söylemini siyasal istismar konusu yapan AKP iktidarının, "türbanlı bacıları", kelepçe takarak gözaltına almasıdır.
Yukardaki iki fotoğrafa bakınız, hangisi daha iç paralayıcı?
Hangisi vicdanları daha zedeleyici?
Birinci fotoğrafa ses çıkarmayan, hatta o şiddeti özendiren ve övenlerin, ikinci fotoğrafa isyan ettikleri bir döneme girdik!
"Yapmayın, adaletsizlik yapmayın, adalet bir gün size de gerekli olur" dedim...
"Türbanı siyasal ve dinsel ayrımcı bir simge olarak kullanmayın, toplumu ayrıştırıyorsunuz, düşmanlaştırıyorsunuz, bedeli ağır olur" dedim...
İŞTE ŞİMDİ O GÜNLERİ YAŞIYORUZ VE BEN YİNE HAYKIRIYORUM:
"Türbanlı-türbansız, Cemaatçi,-AKP'li, muhalif-muvafık, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dinci ayrımı yapmayın. Toplumu bölerek insanları birbirlerine düşmanlaştırmayın, zararını en başta siz ödersiniz."
"Kimseye adaletsiz davranmayın, adalet bir gün size de gerekecek!"
