Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TOTALİTERLİĞE GEÇİŞ FORMÜLÜ
Demokrasi ile otoriter ya da totaliter rejimlerin farkı seçim sandığının var olup olmaması değildir... Çünkü bütün otoriter ya da totaliter rejimlerin arkasında, iyi kötü bir sandık mekanizması ve bir seçmen desteği vardır... Fark, temel hak ve özgürlüklerin varlığı ya da yokluğudur! Otoriter rejimler, esas olarak kamu alanındaki temel hak ve özgürlükleri yok eder, belli sızıntılar dışında, özel yaşama pek karışmaz. Totaliter rejimler ise, hem kamu yaşamına hem de özel yaşama müdahale eder: Bireylerin hangi değerlere, ideolojiye, ahlaka sahip olacaklarını, kişiliklerinin nasıl biçimleneceğini, nasıl bir aile kuracaklarını, çocuklarını nasıl yetiştireceklerini, sözün kısası, nasıl yaşayacaklarını düzenler. Otoriter rejimlerin de totaliter rejimlerin de en büyük gücü, arkalarına aldıkları siyasal, ideolojik, toplumsal, ekonomik, kültürel güçler ve bu güçlerin geniş halk kitlelerindeki yansımalarıdır... Elbette bu yansımalar, sandıkta yani seçmenler arasında da görülür ve hem otoriter hem de totaliter siyasetçilerin en büyük demagojik gerekçesi olur. Totaliterliğe geçişin formülü kısaca şöyle özetlenebilir:
Ne diyor AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli: "Polis bir yaptırımda bulunmayacak. Aynı evde yaşayan karşı cinsler komşuların da uyarısı sonucu tespit edilirse polis bu gençlerin ailelerine telefon açıp 'İşte oğlunuz veya kızınız şu evde şu kişilerle birlikte yaşıyor' diye bildirimde bulunacak." Mahalle baskısı ile devlet baskısını bütünleştiren bundan daha güzel bir örnek akıl edilemezdi! |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024