Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

KEŞKE ERBAKAN HAYATTA OLSAYDI!
 

Silivri davaları, kimisi mahkemelerde, kimisi Yargıtay aşamasında, sürüp gidiyor...

Adalet sürekli bir sınavda.

Hayat bir yandan devam ediyor ama, toplumun sadece bugününü değil, geleceğini de belirleyen "Adalet duygusu" büyük bir erozyona uğruyor!

Üstelik tüm Türkiye'de, artık twitter ve facebook hesapları üzerinden bile yapılan kovuşturmalar, Gezi Direnişi'ne katılanlar için müebbed hapis istemi gibi demeçler, gösteri yapanlar ve pankart açanlar için terör örgütü suçlamaları, "Silivri mahkemeleri ruhunun" tüm ülkeye yayıldığına işaret ediyor...

Ve son derece tehlikeli bir gidişin, hukuk ve adalet eliyle otoriter yönelişin sinyallerini veriyor!

* * *

İki önemli gelişme yaşandı bu arada:

28 Şubat davası denilen davada tutuklu yargılanan bazı sanıklar salıverildi...

Poyrazköy davası denilen davada, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) bilgisayarlarında bulunduğu öne sürülen bazı dosyaların dışardan virüsle yüklendiğine ilişkin bilirkişi raporları medyaya yansıdı!

* * *

Aslında her iki dava da, hukukun ve adaletin temel kavramlarının tartışılması bakımından, sadece pozitif hukuk ve adaletin güncel işleyişi açısından değil, felsefi anlamda ve siyaset alanında da son derece önemli sorunları ortaya koyuyor.

Örneğin, 28 Şubat davası, Milli Güvenlik Kurulu'nda ve Meclis'te çözüme bağlanmış bir siyasal krizin, bir adli mahkemede dava konusu edilmesinin taşıdığı bütün sakıncaları da birlikte getiriyor:

Yargılanan Meclis midir, Milli Güvenlik Kurulu mudur, ikisi birden midir?

Bunların kararları, Anayasa Mahkemesi veya Yüce Divan dışında yargıya konu olabilir mi?

Milli Güvenlik Kurulu'nda veya Meclis'te iktidara karşı çıkmak, iktidarı eleştirmek, iktidarın değişmesini istemek suç mudur?

İktidarı Meclis'te düşürmek, değiştirmek suç mudur?

Bağlı oldukları kurumların kararlarını uygulayanlar bunlardan ne denli sorumlu tutulabilirler?

Böyle bir davada, o Meclis'in ve o Milli Güvenlik Kurulu'nun tüm mensuplarını ve kararları uygulayan tüm sivil ve asker bürokratları da yargılamak gerekmez mi?

Bu dava, iktidar değiştikten sonraki uygulamalar için nasıl bir kötü örnek oluşturur, hangi tartışmalı kapıları açar?

* * *

Keşke, dönemin Başbakanı rahmetli Erbakan hayatta olsaydı da bu dava hakkındaki görüşlerini belirtseydi...

Keşke, davanın açılması için onun vefatı beklenmeseydi.

Keşke, darbeler ve darbecilerle hesaplaşıyoruz diye, hukuku otoriterleşmeye kurban etmesek!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 25 Mart 2024

Valid HTML 4.01 Transitional