Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

TÜRKİYE EL KAİDE İLE İTTİFAK MI YAPTI
 

Dün Cengiz Çandar, Radikal'deki yazısında son derece ilginç bir iddiayı çok açık bir biçimde dile getirdi.

" 'İmralı Süreci'nin neresindeyiz?" başlıklı yazısında şöyle diyordu:

"...'İmralı Süreci'nin zamanlamasının Suriye'deki mevcut ve Irak'taki muhtemel gelişmeler ile ilgili olduğunu da düşünmek zorundasınız. Güney'imizdeki gelişmeler, süreci etkileyeceği gibi, özellikle Suriye'deki gelişmelerin de Türkiye'deki süreci etkileyeceği açık. Yani, 'inter-aktif bir ilişki' söz konusu."

Yazısında The National Interest'te Morton Abramowitz ve Jessica Sims imzalarını taşıyan 'Erdogan's Kurdish issues' (Erdoğan'ın Kürt Meseleleri) başlıklı makaleden alıntılar yapıyor ve şu satırlarla devam ediyor:

"Neredeyse iki aydır ama özellikle son bir haftadır şiddetlenmiş biçimiyle, Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinin Suriye tarafında bulunan Kürtçesi ile Serekaniye Arapçası ile Resulayn'da çatışmalar sürüyor. Taraflardan biri kasabayı kontrol eden PKK ile aynı çizgideki PYD'nin silahlı güçleri olan YPG. Diğeri ise 'Özgür Suriye Ordusu' kimliğinde Türkiye'den geçirilerek Ceylanpınar üzerinden sokulan Nusra Cephesi adını taşıyan El-Kaide'nin Suriye uzantısı.

Serekaniye'deki (Resulayn) 'askeri durum', şu ara 'Cihadi Araplar'dan değil, Kürtlerden yana ağır basıyor gibi ve Kürtleri 'birleştirmiş' bir görüntü veriyor. Ama Serekaniye'deki çatışma, aynı durumun, sınır boyundaki diğer yerlerde tekrarlanacağının habercisi gibi. Yani, Türkiye'den çeşitli düzeylerde destek alan 'el-Kaide cinsi Arap gruplar' ile Kürtlerin çatışması." (Siyahlar benim.E.K.)

Ve şu soruyu soruyor:

"Türkiye, Kürtlere karşı, gerekirse, el-Kaide ile mi saf tutacak Suriye'de? Bu, ciddi bir soru."

Yazı daha sonra yine The National Interest'teki makaleye gönderme yaparak şu ilginç alıntıyla son buluyor:

" 'ABD, ilk kez, bölge çapında bir Kürt politikasına ihtiyaç duyacak ve bunun sonucunda ABD-Türkiye ilişkileri bir miktar gergin olacak.' ".

* * *

Türkiye'nin "PKK ile mücadele" çerçevesinde hem ideolojik hem de örgütsel olarak din eksenli bir politika izlemesi yeni bir olgu değil...

Başbakan Erdoğan'ın din eksenli bütünleştirme modeli ve "Zerdüşt söylemi" belleklerde tazeliğini koruyor...

Ama zaten bu yeni bir politika değil Türkiye açısından:

Doğu ve Güneydoğu'da din ekseninde faaliyet gösteren "Devlet destekli" çeşitli radikal dinci siyasal örgütlerin, bir çok isim altında PKK ile mücadelede kirli yöntemler kullandıkları herkesin bildiği bir sır idi...

Üstelik bunların marifetleri Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinde iyice ortaya çıktı, mahkeme zabıtlarına bile geçti.

Elbette bu arada komşumuz İran'ın da rolü bu çerçevede gündeme gelmişti...

Şimdi Suriye olayında, başta ABD, başka bir çok ülkenin de dahil olduğu bir denklemle karşı karşıyayız!

Irkçı-milliyetçi kaynaklardan beslenen bir teröre karşı dinci-mezhepçi anlayıştan beslenen bir terörle karşı koymaya çalışmak, terörle mücadelede yapılacak hataların en büyüğüdür:

Çünkü o zaman kim kaybederse kaybetsin, kazanan "terör" yöntemleri olacaktır!

Oysa, mücadelenin "demokrasi ve insan hakları" bağlamında yapılması esastır...

Ancak o zaman, kazanan "demokrasi" olabilir!

Türkiye'nin gerek iç, gerekse dış sorunlarında, terör örgütlerinden ve yöntemlerinden uzak durması, ülkenin refahı ve selameti bakımından, demokrasi ve insan hakları bağlamında doğru bir yol olacaktır!


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 15 Nisan 2024

Valid HTML 4.01 Transitional