AYDINLANMA
EMRE KONGAR
SİLİVRİ GERÇEĞİNİ BATI DA GÖRMEYE BAŞLADI
Sevgili içerdeki ve dışardaki okurlarım...
Güneş balçıkla sıvanmaz...
Gerçekler er veya geç ortaya çıkar...
Türkiye'de, sözde "İleri Demokrasi" kamuflajı altında işlenen hukuk ihlallerini ABD ile AB de görmeye başladı!
Geçen gün Gazetecileri Koruma Komitesi'nin 2012 Raporu'nun Türkiye ile
ilgili bazı satır başlarını aktarmıştım.
Bugün, AB Bakanlığı'nın resmi sitesinden aldığım, AB 2012 İlerleme Raporu'nun
bazı ayrıntılarını paylaşacağım.
Yargı sistemine ilişkin genel eleştiriler:
"Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarına verilen roller dahil olmak üzere,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununa yönelik eleştiriler karşılanmamıştır.
(Tam tersine HSYK'da Adalet Bakanlığının rolü ve ağırlığı arttırılmıştır. E.K.)
Deniz Feneri Davasındaki savcıların görevden alınması kararının, yürütmenin
baskısını yansıttığı yönünde endişeler de bulunmaktadır.
Yargı Sen isimli hakimler ve savcılar sendikası, mevzuata aykırı olduğu
gerekçesiyle... kapatılmıştır. Avrupa standartları, hakimlerin, amacı
bağımsızlıklarını güvence altına almak, menfaatlerini korumak ve hukukun
üstünlüğünü desteklemek olan meslek örgütleri kurma ve bunlara katılma
özgürlüğünü sağlamaktadır.
Yargılama öncesi tutukluluk yerine alternatifler yeterince uygulanmamaktadır.
Tutuklulukların hukuka uygunluğuna ilişkin itiraz imkanı sunacak etkili
bir iç hukuk yolu yoktur.
(Sadece, tutuklama kararlarını artık "Özgürlük yargıçları" vermektedir; şaka gibi! E.K.)
İddianamelerin ve iddianame sürecinin niteliğine ilişkin endişeler mevcuttur.
Bilgi kanıt ve ifadelerin sızdırılması endişelerin büyümesine yol açmaktadır.
Bir çok hasta ve ölümcül hasta mahkuma gereli tedavi yapılmamaktadır.
(Dikkat: "yapılamamaktadır" değil "yapılmamaktadır" deniyor! Benim internet
sitemde, "Güncel"de Fatih Hilmioğlu'nun savunma metnine bakınız. E.K.)
Yüksek güvenlikle F-tipi hücrelerin şartlarının fiziksel ve psikolojik
hasara sebep olduğuna dair şikayetler bildirilmektedir.
Doğrudan Silivri davalarına ilişkin eleştiriler:
Savunma hakkı, yargılama öncesi tutukluluk sürelerinin uzunluğu ile
fazlasıyla uzun ve çok kapsamlı iddianameler bakımından endişeler devam etmiş
olup bu durum, söz konusu yargılamaların hukuka uygunluğunun kamuoyu tarafından
kayda değer ölçüde sorgulanmasına yol açmıştır.
Söz konusu davalar, Türk siyasetinde kutuplaşmaya yol açma eğilimindedir.
Bu davalarda savunma hakkının güvence altına alınması ve şeffaflığın sağlanması
amacıyla, yargı süreçlerinin hızlandırılması gerekmektedir.
Yargı, yalnızca polis tarafından toplanan veya gizli tanıklar tarafından
sağlanan kanıtları kabul etmektedir.
Giderek artan sayıda BDP bağlantılı Kürt politikacılar, belediye başkanları
ve belediye meclisi üyeleri tutuklanmış olup, bu durum bölgesel ve yerel demokrasiyi
olumsuz etkilemektedir.
(Bu durum yerel siyaset kadar genel siyaseti ve hukuk devletini de zehirleyici
etki yapmaktadır. E.K.)
İfade özgürlüğü konusundaki eleştiriler:
İfade özgürlüğü ihlallerindeki artış ciddi endişe kaynağı olmuş ve basın
özgürlüğü, uygulamada daha fazla kısıtlanmaya devam etmiştir.
Özellikle, örgütlü suçlar ve terörizmle ilgili yasal çerçeve ve bunun
mahkemelerce yorumu istismara neden olmuştur.
Kamu görevlileri tarafından medyaya yapılan baskı ve muhalif gazetecilerin
işlerine son verilmesiyle birlikte, bu durum oto sansürün yaygınlaşmasına neden
olmuştur.
İnternet sitelerinin sık sık yasaklanması ciddi endişe kaynağı olmaktadır.
* * *
İşte size AKP iktidarının tarihe geçecek uygulamalarından, belgeli bir demet...
Gelen ve gelecek olan kuşakların dikkatine!
|