Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

AYDINLANMA

 

EMRE KONGAR

 

AYLİN DURUOĞLU: BİR DEMOKRASİ VE KİŞİLİK SINAVI
 

Aylin Duruoğlu hem meslekten gazeteci, hem genç, hem de kadın.

Benim için bu her üç özelliği de önemli:

Çünkü Türkiye'de hâlâ feodal kültür, kalıntı olarak da olsa, egemenliğini sürdürüyor.

Feodal kültür erkek egemendir:

Kadınlar, erkeklerle aynı yerlere gelebilmek ve oralarda tutunabilmek için onlardan daha ağır bir bedel ödemek zorunda kalır.

Feodal kültür yaşlı egemendir:

Bu nedenle gençlere yeterince olanak tanınmaz, fırsat verilmez.

Ayrıca Türkiye'de gazetecilik zor ve riskli bir meslektir:

Yaptıkları işten dolayı hapse atılanların başında gelir gazeteciler.

Üstelik iş güvenceleri de yoktur.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan daha dün, köşe yazarlarını ve gazetecileri hizaya gelmeye davet etti.

Hizaya gelmeyenleri atmaları için patronları uyardı.

* * *

Duruoğlu, gazeteciliğin çeşitli aşamalarında sorumlu görevlerde bulunmuş, son işinde de başarısını kanıtlamış, Vatan gazetesinin internet sitesini dikkat çekici bir biçimde geliştirmiş bir profesyonel.

Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanıyor ve hapse atılıyor.

On ay hapis yattıktan sonra yargıç önüne çıkarılıyor.

Savcının da önerisiyle, ilk duruşmada tahliye ediliyor.

Beraat ederse on aylık hapis yanına kâr kalacak!

Türkiye'deki "demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine dayalı" rejim, yirmi birinci yüzyılda, Aylin Duruoğlu üzerinden verdiği demokrasi ve hukuk devleti sınavından sınıfta kalıyor.

* * *

Ayşe Arman, tahliye edildikten sonra Duruoğlu ile konuşmuş.

Dünkü Hürriyet'te yayınlan konuşmaya göre Duruoğlu'nun söylediklerinin satır başları şöyle:

"Bu kişisel bir felaket değil... Bireysel bir talihsizlik öyküsü de değil... Böyle yansıtılmasını istemiyorum. Biz gazetecilerin sorumluluğu, bu konuda neden bu kadar çok sıkıntı yaşandığını, neden bu kadar çok tutuklama kararı verildiği düşünmek, araştırmak, yazıp çizmek olmalı...

"'Hele bir içeri atalım, masumsalar çıkarlar mantığı'nın yanlışlığı vurgulamak gerekiyor...

Hiç öfke, isyan duymuyorum. Hâlâ ülkemi çok seviyorum ve hâlâ hukuka ve adalete inanıyorum...

Hiçbirimiz hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz, çünkü yarın hepimizin başına gelebilir. Sorunumuz ne, neden bunları yaşıyoruz bunları öğrenmeye, anlamaya çalışalım..."

* * *

On ay çok tartışmalı bir biçimde, haksız yere hapis yattığına inanan genç bir kadın gazetecinin şu sözlerine, soğukkanlılığına, aklına, hukuka ve adalete olan inancına, yurtseverliğine ve belki de en önemlisi meslek ahlâkına bakar mısınız!

Nice erkeğe, yaşlı ve deneyimli insana ve bütün gazetecilere örnek olması gereken bu gence hayran olmamak elde mi!

Her şeyden önce, ona bu bilinci, bu kişiliği, bu namusu, bu vicdanı veren ailesini kutlamak gerek.

Ama unutmayalım ki, onu bu toplum, bu rejim üretti.

Aylin Duruoğlu'nu yetiştiren "Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti" rejimi, Türkiye Cumhuriyeti, bu genç kadın gazetecinin kimliğinde, kişiliğinde, demokrasi sınavından üstün başarıyla geçiyor.

* * *

Biliyorum ki tanımadığımız, bilmediğimiz nice Aylin Duruoğlu var.

Ama onu ve onun gibileri yetiştiren rejimi överken, onları hapse atan rejimi ne yapacağız?

Türkiye, Yirmi birinci yüzyılda demokrasi açısından geriye mi gidiyor, ileriye mi?

Aylin Duruoğlu örneğinden hangi dersleri çıkarmalıyız?


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 6 Mayıs 2024

Valid HTML 4.01 Transitional