Kitaplar
Kitapların
ListesiSürekli Yazılar
Kitap Söyleşileri
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
İNTERNET GAZETECİLİĞİ IX: YASAL DURUM
Sevgili okurlarım, bu internet gazeteciliği-klasik gazetecilik konusu bitmek bilmeyen "pehlivan tefrikalarına" benzedi...
Ama o kadar güncel ve o denli karmaşık ki, ne zaman bitirmeye niyetlensem, yeni bir boyut ortaya çıkıyor.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, sevgili ve sayın Orhan Erinç'ten, mesleğin duayenlerinden olan bu değerli yazardan konunun yasal yönlerine ilişkin bir mektup aldım.
Son derece önemli bir noktaya parmak bastığı için mutlaka siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Ama Sayın Erinç öyle zarif bir giriş yapmış ki, belki bazı meslektaşlarıma örnek olur diye mektubun bu kısmını ayrı bir "medya notu" olarak aynen alıntılıyorum:
"Sayın ve Sevgili Kongar Hocamİnternet Gazeteciliği konusunu irdeleyen ve değerlendiren yazılarınızı da ilgiyle okuyorum.
Yazı planınızı bilemediğim için (olasıdır ki değineceksiniz) internet gazeteciliği ile internet gazetecilerinin yasal tanımları ile ilgili durumu anımsatmaya niyetlendim."
Muhatabı olan meslektaşına bu denli saygılı ve sevgili bir mektup başlangıcını ilk kez görüyorum.
Medyadaki varlığını "keskinliğine" ve "saldırganlığına" bağlı sanan bazı yazar kardeşlerime örnek olsun diye aynıyla köşeme aldım bu girişi.
Şimdi üstadımız Erinç, İnternet medyasının yasal yönlerine ilişkin neler demiş onlara bakalım:
"Basılı iletişim organları 'Basın Yasası', özel radyo ve televizyonlar da 'Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasa' kapsamındalar.
İnternet Gazeteciliğini tanımlayan hak ve sorumluluklarını belirleyen bir özel yasa yok.
İnternet gazeteciliği yalnızca, ilginçtir ama Türk Ceza Yasasında anılıyor.
Yasa, basın ve yayın yoluyla işlenen bazı suçlar için ceza arttırımı öngörüyor. O nedenle de 'Tanımlar' başlıklı 6'ncı maddede şu tanım yer alıyor:
'Basın ve yayın yoluyla deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar..... anlaşılır.'
Tabii İletişim Daire Başkanlığı'nın insafına bırakılan uygulamalar da söz konusu. Ancak bu uygulamada internet gazeteciliği gibi bir ayrım yok.
Elektronik kitle iletişimin aracı tanımı doğrudan internet gazeteciliğini hedefliyor.
Yasasızlık, internet gazetecilerinin de ayrı ve özel bir sorunu.
27 Sayılı Gazetecilik işkolu ile ilgili tanımda da yer almadıkları için fiilen gazetecilik yapmalarına karşın hukuken gazeteci sayılmıyorlar. Çünkü yasal bir dayanağı yok.
Özel radyo ve televizyonların yayına başlamasına benzer bir durum var.
Yayınlar 1990'da başladı ama TRT tekeli 1993'te kaldırıldı.
Özel yasa da 1994'te çıkarıldı."
Görüldüğü gibi yasal durum tam bir fecaat...
Hiçbir düzenleme yok...
Ne tanım var, ne hak, ne sorumluluk...
Sadece ceza yasası basın ve yayın yoluyla işlenen bazı suçlar için ceza arttırımı öngörüyor...
Tabii bu durumda İnternet gazeteciliği alanı doğrudan doğruya iktidarların keyfi uygulamalarına bağlı kalıyor ve dolayısıyla hem her türlü istismara, hem de her türlü sansüre açık hale geliyor.
