Kitaplar Sürekli Yazılar Kitap Söyleşileri |
MEDYA NOTU
EMRE KONGAR
MEDYA REJİMİ TEHDİT EDERKEN NEZİH DEMİRKENT’İN KİTABI VE YAZILARI
Medya, bir yandan tekelleşiyor, öte yandan kamuoyunu ve siyaseti kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda fütursuzca yönlendirme çabasını sürdürüyor. Böylece t ekelleştiği için “serbest piyasa ekonomisinin” birinci kuralı olan “rekabet serbestisini” zedeliyor ve ekonomik yapıyı bozuyor, öte yandan kamoyunu ve siyaseti teslim alarak, ülkede “karşı konulmaz” tek güç odağı haline gelerek, “düşünce serbestisini” ve sonuç olarak demokrasiyi bozuyor.Büyük sermaye kendi içinde de “ medya patronlarının” haksız rekabeti ile karşı karşıya.Medya sahibi olmayanlar, artık “medya sahiplerinin” haksız rekabeti ve hatta tehdidi ile karşı karşıyalar. Son RTÜK yasa taslağı, medyanın fiilen yaptığı bu “rejim darbesini” hukuki hale getiren çok sakıncalı maddelerle dolu. Bu konuda “ büyük basında” tek satır yok.Bu yüzden ben de zaman zaman “ Acaba ben mi olayı abartıyorum” diye kuşkuya kapılıyorum.İşte tam bu sırada, 6 Haziran 2000 tarihli Dünya Gazetesi’nde, Nezih Demirkent’in “Kuralsız Meslek Olmaz” balıklı yazısını okudum ve yeni elime geçen, “Salı Yazıları-Medya Medya 2” adlı son kitabına baktım. Nezih Demirkent Dünya Gazetesi’nin sahibi. Aynı zamanda Hürriyet Gaüzetesi’ni yıllarca yönetmiş bir gazeteci.Yani hem “ bir medya çalışanı olarak çok kıdemli” hem de şu anda “medya patronu”.Dolayısıyla, onun yazdıkları beni de denetleyen ve gerçeği tam yansıtan gözlemler olarak kabul edilebilir. Bakın Demirkent Salı günkü yazısında RTÜK tasarısı için ne diyor:“Son taslak herkesten gizli Bakanlar Kurulu’na sunuldu... Tek kelimeyle tekelleşmemin önü açılıyor. Buna karşı çıkmanın zor olduğunu biliyoruz..... Çünkü holdinglerin hükümet üzerindeki etkisi büyüktü, önümüzdeki günlerde Meclis’e geldiği şekilde yasalaşması hiç de sorun olmayacak.... İlerde her siyasi kuruluş bu güç karşısında boyun eğmeye mecbur kalacağından medyanın birinci kuvvet haline gelmesi kolaylaşacaktır.”Peki acaba Demirkent, olaylar bu noktaya gelene kadar, neredeydi? Medy anın “rejimi tehdit eder hale gelmesi sürecinde” ne yapıyordu?Bu sorunun yanıtı, Demirkent’in yeni çıkan kitabında var: Demirkent, yıllardır, medyadaki yozlaşmaya işaret ediyor ve bu rejimi tehdit eden oluşum konusunda kamuoyunu ve meslektaşlarını bilinçlendirmeye çalışıyordu. “ Basın ahlakının korunması yolunda hiçbir önlem alınmayan bir ülkede yaşıyoruz”. (s.141. 10 Ekim 1995)“ Bir tarihlerde ‘en fazla ben satıyorum’ diye başlayan tartışma daha sonraları ‘benim verdiğim mal daha iyi’ şekline dönüşmüştü. Giderek ‘hükümetten yararlanan sensin’ yada ‘devleti soyanlar kim’ düzeyine geldi... Köşe yazarları birer silahşör kimliği takınmaktan çekinmediler”. (s. 149. 24 Ekim 1995)Lütfen şu aşağıdaki satırlara bakın: Demirkent bunu daha 31 Ekim 1995’te söylemiş: “ Sermaye arasındaki kavgada, medyanın bu ölçüde kullanılması yanlıştır, ancak buna gazetecilerin katılımı daha büyük bir yanlış olmuştur”. (s.152)Bugün medya, ekonomik özgürlükleri de, siyasal özgürlükleri de tehdit eden, rejim için en büyük tehlike haline gelmiştir.Bana inanmıyorsanız, Demirkent’in kitaplarını ve Dünya Gazetesi’ndeki “Salı Yazılarını” okuyun.Özellikle RTÜK taslağını görüşecek olan milletvekilleri bunları okumalı, ayrıca bu yazılar ve onlardan oluşan kitaplar Basın Yayın Yüksek okullarında ders malzemeleri olarak kullanılmalıdır.Emre Kongar’ın İnternet Sitesi “www.kongar.org” |
Tweet |
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.
Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta
Son güncelleme tarihi 13 Mayıs 2024