Emre Kongar'ın Resmi* İnternet Sitesi


Kitaplar

Green Bullet Makaleler

Green Bullet Articles in English

Sürekli Yazılar


 

18 Aralık 2023

İkinci COVID...

Ölüm Üzerine Düşünceler!

Geçen haftaki GÜNCEL'de hasta hasta Ankara Kitap Fuarı'na imza gününe gittiğimi yazmıştım.

Meğerse sadece nezle ve grip değil, COVID'mişim.

Pazar günü Ankara'ya her ihtimale karşı maskeli gitmiş ve çevremi korumak için maskemi hiç çıkartmamıştım.

Pazartesi sabahı nezle ve grip belirtilerim geçmeyip artınca bir COVID testi yaptım ki, sonuç POZİTİF.

Birdenbire çok kaygılandım...

Derhal, eski genç dostum, kızlarımdan birinin sınıf arkadaşı, ötekinin de eşinin meslektaşı olan, Koç Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Erdal Aksoy 'u aradım ve hastaneye yattım.

İlk COVID salgını sırasında yüksek ateş ve akciğerimde tutulumla yattığımda tedavimi yapan, yarı melek yarı insan, Dr. Süda Tekin yine derhal tedaviye başladı.

Hastaneden çıktıktan sonra Dr. Süda için "yarı melek yarı insan" demiştim de onu seven hastaları, "Hocam haksızlık etmişsiniz, o tümüyle melektir" diye bana sitem etmişlerdi.

Hemen molnipiravir ve kan sulandırıcı ilaç verilmeye başlandı ve yattığım süre boyunca her ihtimale karşı, akciğer, beyin ve kalp tetkikleri de yapıldı.

Sonuçta, bir komplikasyon olmadan ve bir kazaya kurban gitmeden, hafta sonunda taburcu oldum.

Fakat itiraf etmeliyim ki, bu kez, hastalığı ilk kaptığımda hissetmediğim kadar çok kaygılandım.

Oysa ben ölümden korkmam...

Hem de hiç korkmam!

Kendi ölümümden korkmam ama yakınlarımın ölümlerinden korkarım.

Belki de bu, ağabeyimi 15, babamı da 17 yaşında yitirmiş olmaktan kaynaklanan bir duygu.

* * *

Peki ama bu son COVID olayında niçin bu kadar çok kaygılandım diye eve çıkınca çok düşündüm:

Galiba bir iki gün önce Şişli Terakki Lisesi'nden sınıf arkadaşım Fizik Profesörü Ömür Akyüz'ün, çok sağlıklı görünürken, birdenbire aramızdan ayrılmış olması beni çok şaşırtmış ve üzmüştü.

Sanki sıra bana gelmiş gibi bir hisse kapılmıştım.

Ama ölümden korkmuyordum ki...

Peki neydi öyleyse beni kaygılandıran?

Galiba kendime karşı olan sorumluluklarımı bitirememiştim...

Yapacak daha çok işim vardı:

Tam bu sırada ölürsem, TELE 1'deki 18 Dakika programı, Cumhuriyet'teki Aydınlanma köşesi, Storytel'de okumaya başladığım Atatürk kitabımın kaydı sahipsiz kalacaktı.

Ayrıca yazmaya söz verdiğim makaleler ve kitaplar da henüz bitmemişti.

Elbette mezarlıkların "Vazgeçilmez insanlarla dolu olduğunu" çok iyi biliyordum.

Üstelik kendi yaptığım işlerdeki yerimin doldurulmaz olduğunu filan da hayatım boyunca hiç bir zaman düşünmedim, şimdi de asla düşünmüyorum.

Ama galiba kendi kendime karşı sahip olduğum sorumluluklarım açısından, bu sorumlulukları yeterince yerine getiremediğimi düşündüğüm için kaygılanmıştım.

Neyse, uzun lafın kısası, madem ki şimdi evdeyim ve birkaç nefeslik bir zaman daha kazandım, kalan son derece az vaktimde daha çok ve daha yoğun çalışarak hiç olmazsa şu anda planladığım işlerimi bitirmeliyim diye düşünüyorum.

* * *

Koç Üniversitesi Hastanesi saat gibi işleyen, son derece çağdaş bir bilim ve sağlık merkezi.

Türkiye'deki tarihsel rolünü yerine getirmeye çalışan Koç ailesinin ülkeye kazandırdığı bir tesis.

Başarılı işleyişini büyük ölçüde, hiç kuşkusuz Başhekim Dr. Erdal Aksoy başta olmak kaydıyla, bugünkü yönetime borçlu.

Tedavim süresince ilgilerini hiç eksik etmeyen Dr. Süda Tekin 'e, Dr. Önder Ergönül'e, Dr. Özgür Öztop Çakmak 'a, Dr. Işıl Uzel'e, Kardiyoloji Bölümü doktorlarına çok teşekkür ederim.

Elbette, daha önceki sorunlarımla ilgilenmiş olan Dr. Bahar Tekin 'e, Dr. İlker Eren'e, Dr. Mahir Topaloğlu 'na, Dr. Sümeyye Seda Ertekin'e, her ilişkimi düzenleyen Aysel Amurzen'e de teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunarım.


  Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına uygun olacaktır.

Emre Kongar ile iletişim icin e-posta, site yöneticisi ile iletişim için e-posta

Son güncelleme tarihi 29 Ocak 2024

Valid HTML 4.01 Transitional